grandpashabet
sex hikaye

“Millî Eğitim Akademisi” Adı Verilen Yeni Sistem

“Eğitim fakültesine gerek yok. Seni başka bir yoldan da öğretmen yapabiliriz.”

Son günlerde eğitim dünyasında en çok tartışılan konulardan biri, ‘Millî Eğitim Akademisi’ adı verilen yeni sistem. Buna göre öğretmen adayları, belirli bir teorik ve pratik eğitim sürecinden geçirilecek. İlk bakışta kulağa hoş geliyor, değil mi?“Daha donanımlı öğretmenler, daha planlı bir hazırlık süreci, daha nitelikli bir başlangıç…”

Ama en temel soruyu sormadan bu süreci benimsemek ne kadar doğru olur?

Öğretmenlik Ne Zaman Kursa Dönüştü?

Bugüne kadar öğretmenlik; dört yıl süren alan bilgisi, pedagojik formasyon, sınıf yönetimi ve öğretmenlik uygulamalarıyla şekillenen ve ciddi bir akademik birikimle kazanılan bir meslekti. Eğitim fakülteleri yalnızca bilgi değil, aynı zamanda değer, kültür ve mesleki ilkeleri de kazandırıyordu. Çünkü öğretmenlik, bilgi aktarmaktan çok kişilik şekillendirmektir. Bu yol sabır, rehberlik ve zaman ister.

Yeni Sistem Ne Vaat Ediyor?

Peki, bu akademi ne öğretecek?  Akademik yeterlikler nasıl korunacak ya da değerlendirilecek? Bu sorular hâlâ net değil. Sorun yalnızca sürede değil; bu sürecin niteliğinde ve hesap verebilirliğinde. Üstelik adaylardan eğitim görecekleri 14 aylık süre boyunca asgari ücretin az üzerinde bir maaşla geçinmeleri bekleniyor. Eğitimin yalnızca 30 ilde verileceği söyleniyor. Bu da binlerce gencin ekonomik açıdan ciddi bir yük altına girmesi demek.

Hepimizin Arzusu Daha Donanımlı Öğretmenler Yetiştirmek

Hiç kuşkusuz, öğretmenlik mesleğinin daha donanımlı bireylerle yürütülmesi hepimizin ortak arzusu. Ancak bu hazırlığın içeriği ve yöntemi, mesleğin doğasını ve tarihsel birikimini göz ardı etmemelidir. Eğitim, yalnızca kısa vadeli personel ihtiyacına göre değil; çocuklarımızın geleceğine ve toplumun önceliklerine göre şekillendirilmelidir.

Peki Ya Mevcut Fakülteler?

Buradan eğitim fakültelerinin her şeyi doğru yaptığı sonucu çıkarılmamalı. Fakülte sayılarının kontrolsüz biçimde artması, kaliteyi olumsuz etkiledi. Bugün her eğitim fakültesi aynı düzeyde mezun yetiştiremiyor. Bu da nitelikli öğretmen yetiştirme sürecine gölge düşürüyor. Ancak çözüm, bu yapıyı tümden yok etmek değil; eksiklerini onararak güçlendirmektir.

Toplumsal Etkiyi Göz Ardı Etmemeliyiz

Bu yeni sistemin öğretmenlik algısında yaratacağı değişim yalnızca eğitimcileri değil, tüm toplumu ilgilendiriyor. Çünkü bir eğitim sistemi, sadece bireyleri değil; bir ülkenin karakterini, kültürünü ve geleceğini şekillendirir.

Peki Biz Ne Yapacağız?

Evet, akademi kurulabilir; destekleyici programlar geliştirilebilir. Ama bu, öğretmenliği kısa vadeli bir istihdam politikasına indirgeyen değil; mesleği yücelten bir anlayışla yapılmalıdır. Çünkü iyi öğretmenler, hızlı çözümlerle değil; iyi yetişmiş öğretmenlerle mümkün olur. Biz ne mi yapmalıyız? Ben, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla 1926 yılında, ülkenin öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere ‘Orta Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü’ adıyla kurulan, köklü bir geleneğin taşıyıcısı Gazi Eğitim Fakültesi’nde, öğretmen yetiştirme sorumluluğunu gurur ve inançla üstlenmeye devam edeceğim.

Instagram

X

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Kaynak: Onedio

Yorum gönder